Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye’nin toplam hazır giyim ihracatının yüzde 60’ını AB ülkelerine yaptığını belirterek, “Diğer Avrupa ülkelerini ve ABD’yi eklediğimizde oran yüzde 75’e yaklaşıyor. 40 milyar dolarlık ihracat için alternatifler üzerinde çalışmakla birlikte Avrupa ve ABD pazarına daha çok odaklanmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İHKİB’den yapılan açıklamaya göre, katma değerli üretimi, istihdamı ve ihracatı ile Türkiye ekonomisi için stratejik önemi bulunan moda endüstrisi, “yeşil dönüşüm” zirvesinde küresel markaların ve alım ofislerinin temsilcileriyle bir araya geldi.
İHKİB’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, Yeşil Mutabakat’a uyum sürecinde yapılan çalışmalar mercek altına alınırken, Türk moda endüstrisinin taraflardan beklentileri konuşuldu.
İlgili bakanlıklar, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının yanı sıra ulusal ve uluslararası paydaşların temsilcilerinin de katıldığı toplantının açılışını TİM ve İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe yaptı.
Gültepe’nin açılış konuşmasının ardından Euratex Genel Direktörü Dirk Vantyghem ile Ticaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü ve İTKİB Genel Sekreter Yardımcısı Özlem Güneş, Yeşil Mutabakat sürecindeki çalışmalarla ilgili birer sunum gerçekleştirdi.
Dirk Vantyghem, sunumunda moda endüstrisinin sürdürülebilirlik stratejisini ve AB yönetiminden beklentilerini anlatırken, Bahar Güçlü de Yeşil Mutabakat ile ilgili yasal düzenlemelerin Türkiye’ye yansımaları hakkında bilgi verdi.
İTKİB Genel Sekreter Yardımcısı Özlem Güneş ise Yeşil Mutabakat’ın Türk moda endüstrisi için önemli bir fırsat olduğunun altını çizdi. Güneş, Yeşil Mutabakat’a uyum sürecine ilişkin İHKİB’in yürüttüğü çalışmalar hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
“Avrupa ve ABD pazarına daha çok odaklanmamız gerekiyor”
Mustafa Gültepe de Türkiye’nin hazır giyimde küresel bir oyuncu olduğunu belirterek, dünya hazır giyim ihracatının yaklaşık yüzde 3,5’ini Türkiye’nin gerçekleştirdiğini bildirdi.
İHKİB olarak halen yıllık 20 milyar dolar civarında olan ihracatı 40 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Gültepe, şöyle devam etti:
“Hedefe giden yol Avrupa’dan ve Amerika’dan geçiyor. Çünkü hazır giyimde en büyük pazarımız Avrupa Birliği. Toplam hazır giyim ihracatımızın yüzde 60’ını AB ülkelerine yapıyoruz. Diğer Avrupa ülkelerini ve ABD’yi eklediğimizde oran yüzde 75’e yaklaşıyor. 40 milyar dolarlık ihracat için alternatifler üzerinde çalışmakla birlikte Avrupa ve ABD pazarına daha çok odaklanmamız gerekiyor.
Çünkü verilerden de görüldüğü gibi hazır giyimde 40 milyar dolarlık ihracatın yolu Avrupa ve ABD’den geçiyor. Avrupa ve Amerika merkezli markalarla zaten uzun yıllara dayanan işbirliklerimiz var. Bilgi birikimimizle, hızımızla, üretim kalitemizle, tasarım gücümüzle, Avrupa’ya coğrafi yakınlığımızla rakiplerimizden ayrışıyoruz. Yeşil dönüşümü de moda endüstrimiz için fırsata dönüştürmek istiyoruz. Dönüşüm sürecinde tam bir yıl önce çok önemli bir adım attık. Moda endüstrimizin Yeşil Mutabakat’a uyumunun yol haritası niteliğindeki eylem planımızı 30 Ocak 2023’te kamuoyu ile paylaştık.”
“Küresel markalar olaya sadece fiyat odaklı bakmamalı”
İHKİB Başkanı Gültepe, yol haritasında belirlenen 40 eylemden 13’ünde uygulama aşamasına geçtiklerine işaret ederek, daha gidilecek uzun bir yol, yapılması gereken çok iş olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin tedarik zincirinde elyaftan son ürüne tüm bileşenlerin tamamlandığı iki ülkeden biri olduğuna dikkati çeken Gültepe, “Ayrıca tasarım gücümüzle, üretim kalitemizle, hedef pazarlara yakınlığımızla ve güçlü tedarikçi altyapımızla da rakiplerimizden ayrışıyoruz. Mevcut artıların yanına sürdürülebilirliği de eklememiz gerektiğini biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gültepe, “Ortaklık zinciri yaklaşımı ile yeşil dönüşüm sürecini fırsata çevireceğimize inanıyoruz. Biz tedarik zincirinde herhangi bir halka olmaktansa ortaklık zincirinin vazgeçilmez bir parçası olmak istiyoruz. İşte tam burada ‘uygunluk’, ‘rekabetçilik’ ve ‘sürdürülebilirlik’ kriterleri öne çıkıyor. Çevresel, sosyal ve yönetsel açıdan tam ve uygun, fiyat performans bakımından rekabetçi olmamız, sürdürülebilirlik uyumunu tamamlamamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kalitenin bir değeri, değerin de bir maliyeti bulunduğunu anlatan Gültepe, bu nedenle yıllardır birlikte çalıştıkları küresel markaların olaya sadece fiyat odaklı bakmaması gerektiğinin altını çizdi. Gültepe, üretimde olduğu gibi işbirliklerinin de sürdürülebilir bir zemine oturtulması gerektiğini sözlerine ekledi.