“SANKİ BEBEKLERİN PREMATÜRE DOĞMASI MÜVEKKİLİMİN SUÇU”
Fırat Sarı’nın avukatı, dosyada tartışacak delil olmadığını söyleyerek, herhangi bir şüpheli ölüm durumunda otopsi yapılması gerektiğini ancak soruşturma savcısının rapor almadığını ve görevini ihmal ettiğini öne sürerek, “Müvekkilim savunmasında ‘ben bebek öldürdüysem ilk bebek ölümünden sonra soruşturmanın başlaması gerekiyordu’ dedi. Niye bebek ölümlerini seyrettiler, niçin delil toplamadılar?” dedi.
Sarı’nın avukatı, devamında, “Sanki bebeklerin prematüre doğması, 500 gram doğması müvekkilimin suçu gibi lanse ediliyor. Savcı tarafsız olmalı” diye konuştu.
“ERGENEKON YARGILAMALARINA DÖNDÜ”
Tutuklu sanık Damla Atak’ın avukatı Hasan Hazan, yargılama boyunca kamunun dolandirilip dolandırılmadığının tartışıldığını söyleyerek, sanıkların 10 aydır tutuklu olduklarını ve hala nitelikli dolandırıcılığa iştirak edip etmedikleri ve kamuyu zarara uğratıp ugratmadıklarının belli olmadığını kaydetti. Sanıkların medyada ‘bebek katili’ olarak geçtiklerini kaydeden avukat Hazan, “Tutuklular burada ölüme gidiyorlar. Bu yargılama Ergenekon yargılamalarına döndü. Biz delillerimizi getiriyoruz ama mahkemeye sunamıyoruz” dedi.
ARA KARAR AÇIKLANACAK
Diğer sanık avukatlarının da beyanlarını alan mahkeme, kar yağışı nedeniyle duruşmanın 24 Şubat Pazartesi gününe ertelenmesine karar verdi. Mahkeme başkanı, Pazartesi günü eksik kalan avukat beyanlarını da alacağını ve ara kararını açıklayacağını belirtti.
SORUŞTURMA VE YARGILAMA SÜRECİ
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Bakırköy Başsavcılığı, fezlekeyi iddianameye çevirerek, 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ağır ceza mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Davanın ilk duruşması, 18 Kasımda başladı. Tüm sanıkların savunmalarının alınması 13 gün sürdü.
SAVCI TEHDİT EDİLDİ, KAMUOYUNUN DİKKATİNİ ÇEKTİ
Soruşturmanın fitilini, dosya kapsamında tutuklu bulunan hemşire Deniz Korkmaz’ın Cimer’e yaptığı ihbar ateşledi.
Sanıklar hakkında alınan teknik takip kararının ardından tüm sanıkların telefon görüşmeleri dinlemeye alındı. Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan hemşire Tuğçe Toptemel’in serbest bırakılması için Cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’in, Mustafa Kemal Zengin tarafından makamında tehdit edildiği görüntülerin ortaya çıkmasıyla soruşturma kamuoyunun gündemine girdi.
Günlerce üzerine haberler yapılan, yazılar yazılan ve tartışılan fezleke, haftalarca kamuoyunun bir numaralı gündemi haline geldi. Gündemdeki yerini koruyan davada çıkacak karar ise merakla bekleniyor. Sanıklar arasındaki telefon görüşmelerinin ortaya çıkması, kamuoyunda infiale neden oldu. Sanıkların, yoğun bakım ünitesinde durumu ağır olan bebekler ve aileleri hakkında şakalaşmaları ise vicdani sorgulamalara neden oldu.
OTOPSİ RAPORU İDDİANAMEYE ALINMADI
Yargılama başladığı günden bu yana özellikle ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçundan yargılanan sanıklar ve avukatlarının ısrarla üzerinde durdukları konu, teknik takip devam ederken öldüğü tespit edilen bebekler için otopsi yapılmaması. Bu süreçte yalnızca Havvanur Karakoç bebeğe otopsi yapıldı. Otopsi raporunda Havvanur bebeğin bağırsağında delik olması, bağışıklık sisteminin gelişmemiş olması ve beyin hasarı nedeniyle öldüğü tespit edilerek, bebeğin ölümünde ihmal görülmedi. Ancak Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Raporu’nda Havvanur bebeğin yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü kanaatine varıldı. Teftiş Kurulu Raporu iddianamede yer alırken, otopsi raporuna iddianamede yer verilmedi.
TÜM SANIKLAR BEBEK ÖLÜMLERİNDEN SORUMLU TUTULMUYOR
Dava açıldığında dosyada 47 sanık yer alıyordu. Ancak İlker Gönen, 1 Şubat 2024’te tutuklu bulunduğu cezaevindeki hücresinde intihar ederek yaşamına son verdi. Soruşturmanın kamuoyuna yansıdığı ve yargılamanın başladığı andan itibaren kamuoyunda, dosyada bulunan 47 sanığın tamamının, ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçundan yargılandığı algısı hakim. Ancak, İlker Gönen dahil yalnızca 22 kişiye bu suçlama yöneltiliyor. Geri kalan 25 kişi ise ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgütüne üye olmak’, ‘suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ gibi suçlamalarla yargılanıyor.
